Diamond Garden Club Hotel
Se-la-m!😊
Kemer’in Kiriş kasabasında bulunan bu otele 2010 yılının temmuz ayında gittim. Antalya’ya ayak bastığımız ilk dakikada otelin yerini bulmak da zorlanmıştık. Sorduğumuz kimse otele nasıl gidileceğini bilmiyordu, sanki böyle bir otel hiç yoktu. Bakınız 2010 yılından bahsediyorum; Google Mapsler, Yandex Haritalar havada uçuşmuyor o dönem. Açmışız mis gibi el haritamızı, sora sora Bağdat bulunur demişiz. Her neyse, otel küçük ve hizmet açısından da yetersizdi. Görseniz sanki üzerine ölü toprağı atılmış.Otelde yaşlı ve yabancı misafirler ağırlıktaydı.
Özellikle restorandaki garsonlar çok çalışıyordu fakat otel yönetiminin çalışanların hakları olanı vermediğine şahit oldum. Garsonlara yemek verilmediği için ricaları üzerine gizlice onlara bir tabak hazırlayıp vermiştim. İçler acısı bir durumdu. Şimdi düşünüyorum da acaba neden tüm bunları görüp oteli terk etmedim? 😠 Neyse konumuza dönüyorum, otelde olumlu diyebileceğim tek şey garsonların çok ilgili ve güler yüzlü olmalarıydı. Oda temizliği fena değildi. Hamam ve spa merkezi binanın zemin katında ücra bir yerdeydi. Çalışanları görevlerinin başında değildi. Akşam eğlenceleri de vasattı. Hatta çalacak şarkı bile bulamadıkları için hallerine acıdım ve arabamızdaki CD’yi vermek zorunda kaldım. Yemeklerin de tadı tuzu yoktu ve çeşit azdı. Ara öğünlerde de yiyecek bir şeyler verdiklerini hatırlamıyorum. Havuzların temizliğine de hiç şahit olmadım. Birkaç akşam canımız sıkıldığı için Kiriş çarşıya gezmek için çıktık. Fakat buradaki esnafımız sağolsun, fiyatlar uçmuş durumdaydı. Eee döviz görsün eller değil mi ama?😒

Özetle, kaderine terk edilmiş bir otelde 1 hafta tatil(!) yaptım. Daha da bir şeyler yazmayayım efendiler, siz anlayın.
edit: Geride bıraktığım bu 8 yıl içerisinde sanıyorum ki 4 yıldızlı olan otelden önce bir yıldızı daha alınmış sonra da turizm faaliyetlerine son verilmiş.
Kemer’in Kiriş kasabasında bulunan bu otele 2010 yılının temmuz ayında gittim. Antalya’ya ayak bastığımız ilk dakikada otelin yerini bulmak da zorlanmıştık. Sorduğumuz kimse otele nasıl gidileceğini bilmiyordu, sanki böyle bir otel hiç yoktu. Bakınız 2010 yılından bahsediyorum; Google Mapsler, Yandex Haritalar havada uçuşmuyor o dönem. Açmışız mis gibi el haritamızı, sora sora Bağdat bulunur demişiz. Her neyse, otel küçük ve hizmet açısından da yetersizdi. Görseniz sanki üzerine ölü toprağı atılmış.Otelde yaşlı ve yabancı misafirler ağırlıktaydı.
Otelin denize uzaklığı da
500 metre civarında yürüme mesafesindeydi. Ama temmuzun o sıcağında kimse
yürümek istemiyordu. 2 havuzu büyük ve yeterliydi ama temiz miydi derseniz
yorum yapamayacağım, geçmiş zaman içerisinde hak verirsiniz ki unuttuğum
detaylar oluyor.
Özellikle restorandaki garsonlar çok çalışıyordu fakat otel yönetiminin çalışanların hakları olanı vermediğine şahit oldum. Garsonlara yemek verilmediği için ricaları üzerine gizlice onlara bir tabak hazırlayıp vermiştim. İçler acısı bir durumdu. Şimdi düşünüyorum da acaba neden tüm bunları görüp oteli terk etmedim? 😠 Neyse konumuza dönüyorum, otelde olumlu diyebileceğim tek şey garsonların çok ilgili ve güler yüzlü olmalarıydı. Oda temizliği fena değildi. Hamam ve spa merkezi binanın zemin katında ücra bir yerdeydi. Çalışanları görevlerinin başında değildi. Akşam eğlenceleri de vasattı. Hatta çalacak şarkı bile bulamadıkları için hallerine acıdım ve arabamızdaki CD’yi vermek zorunda kaldım. Yemeklerin de tadı tuzu yoktu ve çeşit azdı. Ara öğünlerde de yiyecek bir şeyler verdiklerini hatırlamıyorum. Havuzların temizliğine de hiç şahit olmadım. Birkaç akşam canımız sıkıldığı için Kiriş çarşıya gezmek için çıktık. Fakat buradaki esnafımız sağolsun, fiyatlar uçmuş durumdaydı. Eee döviz görsün eller değil mi ama?😒
Özetle, kaderine terk edilmiş bir otelde 1 hafta tatil(!) yaptım. Daha da bir şeyler yazmayayım efendiler, siz anlayın.
edit: Geride bıraktığım bu 8 yıl içerisinde sanıyorum ki 4 yıldızlı olan otelden önce bir yıldızı daha alınmış sonra da turizm faaliyetlerine son verilmiş.
Yorumlar
Yorum Gönder